Simon Kuper'in 'Futbol asla sadece futbol değildir' sözünü bu yazımda masaya yatıracağım. Futbol üzerine birçok kitap yazan Britanyalı yazar haklı mı, yoksa futbol gerçekten sadece futbol mu, bugünkü yazı konum.
Futbol.jpg
Futbol, on birer oyuncudan oluşan iki takım, iki kale ve bir futbol topu ile oynanan dünyanın en popüler takım sporudur tartışmasız. Diğer takım sporlarına göre onu sevdiren, popüler yapan futbol oynayabilmek için gerekli olan materyallerin kolay bulunabilir olması değil midir sizce de. 2 taş, bir top ve oyunun zevkini tatmak isteyen birkaç kişi. Evet doğru, günümüzde dünyanın her yerinde sevilen, izlenen bir spordur futbol. İsviçre'de zengin bir Bern sokağındaki top oynayan çocukla, Güney Afrika'da fakir bir Cape Town sokağında top oynayan çocuğun belki de tek ortak noktası vardır; o da topu oynarken futboldan aldığı haz.
Gelelim Kuper'in 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' kitabına. Kuper kitapta genel olarak futbolun içindeki mafyadan ve işlerin nasıl yürüdüğünden söz etmektedir. Bu kitapta Britanyalı yazar Güney Afrika'dan Rusya'ya geniş bir yelpazede futbolu anlatmaya çalışmıştır.
Peki, futbol 22 adamın topun peşinden koşturması mıdır? Tabi ki de 'Hayır'. Futbol seyir zevki yaratan, anlayanın en küçük şeyden bile tat alabileceği bir spordur. Futbol toplumcudur. İyi bir on birin 90 dakika nasıl işbirliği sergileyebildiği açısından büyütülerek örneklenebilecek bir oyundur. Bu oyun o kadar ilginçtir ki, kahveye maç seyretmeye gittiğinizde 'meymenetsiz' dediğiniz, daha önce hiç tanımadığınız bir adamla maç boyu muhabbet edip maç sonu selamlaşıp ayrıldığınız bir sosyalleşme aracıdır. Üzerinizdeki siniri, ana avrat sövüp, el kol, canhıraş bağıra çağıra seyrederek sizi deşarj eden bir rehabilitasyon vasıtasıdır da. Aslında futbol sadece ayakla oynanan bir spor değildir, 'beynin ulaştığı en son yer olan ayaklarla oynanan bir spordur'.Fiziksel ve zihinsel bir mücadeleye giriştiğiniz, hafta bir defa da olsa hakkıyla oynadığınızda sizi zinde tutacak bir sağlık gerecidir. Futbol 'bir cacık olmaz' denen adamların kenar mahallerde hapçılıktan kurtulup dünyayı ayaklarına çivilemelerini sağlayan bir endüstridir.
Ekonomik kriz mi varmış, siyasi gerilim mi varmış, İçme suları hızla azalıyor muymuş, her şeye zam mı geliyormuş, insan hakları ayaklar altında mıymış, yolsuzluk-rüşvet mi varmış, töre cinayetleri mi varmış, özgürlükler mi kısıtlanmış bunun gibi birçok soruyu bir kenara iten ve sadece maç başladığında tek beklentisinin takımının alacağı 3 puan olan kişilerin izlediği bir spordur işte…
İşin özü futbol sadece futbol değildir.
Peki, 22 kişi topun peşinden koşuyor; ne anlıyorsunuz diyen futbol katilleri, sizce ben haksız mıyım?
Futbol.jpg
Futbol, on birer oyuncudan oluşan iki takım, iki kale ve bir futbol topu ile oynanan dünyanın en popüler takım sporudur tartışmasız. Diğer takım sporlarına göre onu sevdiren, popüler yapan futbol oynayabilmek için gerekli olan materyallerin kolay bulunabilir olması değil midir sizce de. 2 taş, bir top ve oyunun zevkini tatmak isteyen birkaç kişi. Evet doğru, günümüzde dünyanın her yerinde sevilen, izlenen bir spordur futbol. İsviçre'de zengin bir Bern sokağındaki top oynayan çocukla, Güney Afrika'da fakir bir Cape Town sokağında top oynayan çocuğun belki de tek ortak noktası vardır; o da topu oynarken futboldan aldığı haz.
Gelelim Kuper'in 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' kitabına. Kuper kitapta genel olarak futbolun içindeki mafyadan ve işlerin nasıl yürüdüğünden söz etmektedir. Bu kitapta Britanyalı yazar Güney Afrika'dan Rusya'ya geniş bir yelpazede futbolu anlatmaya çalışmıştır.
Peki, futbol 22 adamın topun peşinden koşturması mıdır? Tabi ki de 'Hayır'. Futbol seyir zevki yaratan, anlayanın en küçük şeyden bile tat alabileceği bir spordur. Futbol toplumcudur. İyi bir on birin 90 dakika nasıl işbirliği sergileyebildiği açısından büyütülerek örneklenebilecek bir oyundur. Bu oyun o kadar ilginçtir ki, kahveye maç seyretmeye gittiğinizde 'meymenetsiz' dediğiniz, daha önce hiç tanımadığınız bir adamla maç boyu muhabbet edip maç sonu selamlaşıp ayrıldığınız bir sosyalleşme aracıdır. Üzerinizdeki siniri, ana avrat sövüp, el kol, canhıraş bağıra çağıra seyrederek sizi deşarj eden bir rehabilitasyon vasıtasıdır da. Aslında futbol sadece ayakla oynanan bir spor değildir, 'beynin ulaştığı en son yer olan ayaklarla oynanan bir spordur'.Fiziksel ve zihinsel bir mücadeleye giriştiğiniz, hafta bir defa da olsa hakkıyla oynadığınızda sizi zinde tutacak bir sağlık gerecidir. Futbol 'bir cacık olmaz' denen adamların kenar mahallerde hapçılıktan kurtulup dünyayı ayaklarına çivilemelerini sağlayan bir endüstridir.
Ekonomik kriz mi varmış, siyasi gerilim mi varmış, İçme suları hızla azalıyor muymuş, her şeye zam mı geliyormuş, insan hakları ayaklar altında mıymış, yolsuzluk-rüşvet mi varmış, töre cinayetleri mi varmış, özgürlükler mi kısıtlanmış bunun gibi birçok soruyu bir kenara iten ve sadece maç başladığında tek beklentisinin takımının alacağı 3 puan olan kişilerin izlediği bir spordur işte…
İşin özü futbol sadece futbol değildir.
Peki, 22 kişi topun peşinden koşuyor; ne anlıyorsunuz diyen futbol katilleri, sizce ben haksız mıyım?
Haberi Yazan: YIRTICIKURT
Kulüp Gazetesine geri dön